ANNE-BABALARIN DİKKAT ETMESİ GEREKEN KONULAR!!!

  • Anaokuluna başlama hem aile, hem de çocuk için çok önemli bir ilk adımdır.
  • Aileler birçok kaygı yaşamaktadırlar. Özellikle de anneye fazla bağımlı olan veya evde kural öğretilmemiş, sorumluluk verilmemiş olan çocuklar için anne-babalar daha fazla kaygı duymaktadırlar.
  • Öncelikle anne-baba çocuklarının okula başlaması konusunda kararlı-inançlı ve sabırlı olmalıdır.
  • Kaygılı düşünce ve tutum,ilk günlerde kapıda çocuk ile ayrılırken ve okuldan alırken çocuğa yansıtılmamalıdır.Kararlı ve net bir tavır ile yaklaşılmalı,tereddüdü sezen çocuğun yetişkini alıkoymaya çalışacağı bilinmelidir.
  • Yemek, uyku, temizlik vb. konularda ailenin belli kuralları olmalı, bunlar önceden çocuğa öğretilmelidir.
  • Çocuğa okulda yemeğini nasıl yiyeceği, tuvalet vb. bir ihtiyacı olduğunda kime söyleyeceği gibi konular önceden açıklanmalı, konu ile ilgili kitaplar okunmalı veya hikayeler anlatılmalıdır.
  • İstenen davranışlarla, istenmeyen davranışların farkı anne-babanın tutarlı davranışları ile öğretilmelidir.
  • İstenen davranış karşısında her zaman olumlu bir ilgi alması çocuğu bu şekilde davranmaya isteklendirecektir. İsteklerinin makul ölçülerde karşılanması, bazı isteklerinin karşılanamayacağını bilmesi gerekmektedir. Aksi halde anne-babanın her talebi karşılayan tavrını, çocuk girdiği her ortamda bekleyecek ve sonunda hayal kırıklığına uğrayarak anaokuluna gitmek istemeyecektir.
  • Anaokuluna başlamadan önce sınırları ve kuralları öğrenen, kendine güvenen ve anne ile bağımlılık ilişkisi yerine bağımsızlık özelliğini kazanan bir çocuk anaokuluna başlamak konusunda pek bir sorun yaşamayacaktır.
  • Anne-baba, çocuğa okulunu anlatırken; her gün gideceği, oyun oynayacağı, arkadaş edineceği ve yeni bilgiler öğreneceği söylenmelidir. Evdeki uyku saatleri düzenlenmelidir.
  • Çocuğun okula bırakılıp alınmasında ve servis saatlerinde titiz davranılmalıdır.
  • Yeni başladığı dönemde çocuğa fazla soru sormak, okulunu fazla övmek, ne yediğiyle fazla ilgilenmek, sık sık anaokuluna gidip bakmak çocuğun uyumunu bozabilmektedir.
  • Çocukla ilgili bilgileri çocuğunuz yanınızda değilken okul yetkilisinden ve öğretmenlerinden almalısınız. Aynı şekilde okul ile ilgili olumlu-olumsuz değerlendirmeler çocuğun yanında yapılmamalıdır.
  • Çocuğu sorularla bunaltmak yerine kendi anlattığı bir şey olursa onu dinleyip, ne kadar takdir ettiğinizi ve okula başladığı için onunla ne kadar gurur duyduğunuzu belirtebilirsiniz.
  • Her şey yolunda gidiyor görünürken bile bir gün birden bire çocuğunuz okula artık gitmek istemediğini belirtebilir. Paniğe kapılmadan sıkıntısının ne olduğun anlamaya çalışmalısınız. Çünkü çocukların okula gitmek istememeleri genellikle okul ile ilgili bir sorun olmamaktadır. Bazen yeni bir kardeşin geliyor olması, anne-baba ile ilgili sıkıntılar, bazen evde olan bir huzursuzluk, değişiklik gibi birçok neden çocuğun okula gitmek istemediğini belirtmesine neden olabilmektedir. Bu durumda okuldaki uzmanlarla görüşüp onlardan yardım almalısınız.
  • Dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli konu çocuğun hastalandığı dönemlerde okula gönderilmemesidir.
  • Çocuğun okula gelemeyeceği günlerde idareye bilgi verilmelidir.
  • Öğrenci velisi tarafından alınmayacaksa, idareye mutlaka kimin geleceği, kimlik bilgileri ile bildirilmelidir.
  • Okula yiyecek ve içecek gönderilmemesi, çocuğa maddi değeri olan takılar takılmaması gerekmektedir.
  • Çocuğun kullanması gereken ilaç varsa İLAÇ İZİN BELGESİ imzalanmalı, kullanım bilgileri doldurulmalıdır.
  • Son olarak, çocuğu etkileyen olumlu-olumsuz olaylar ile veli adres ve telefon değişiklikleri idareye bildirilmelidir.

Anaokuluna gitmekten korkma, ağlama, hatta sabahları mide bulantısı hissetme gibi davranışlar normal mi? Anne-babalar bu gibi davranışlar karşısından nasıl bir tutum içine girmeliler?

  • 3 yaşını doldurmuş bir çocuğun okula gidebilmek için gerekli psikolojik olgunluğa sahip olması beklenmektedir. Ancak bazı çocuklar annelerinden ayrılmakta güçlük yaşayabilmekte ve bu nedenle de okula gitmeye aşırı direnç gösterebilmektedirler.
  • Bu direnç aşırı ağlama, kusma, yemek yemeyi reddetme, uykuda sayıklama gibi sonuçlara neden olabilmektedir. Tepkilerin bu derece aşırı olması çocuğun başka ciddi sıkıntılar yaşadığının bir göstergesidir ve ancak profesyonel bir yardım alınması koşuluyla bu problemin üstesinden gelinebilir.
  • Bu durumda anaokulunda bulunan uzmanlar ile klinik ortamda çalışan uzmanın işbirliği ile bu problem çözülebilmektedir. Önemli olan çocuğun sosyal uyumudur, bunu da okulda kazanacaktır.
  • Ailenin bu konuda bilinçlendirilmesi ve çocuğun psikolojik olgunlaşmasının desteklenerek aile ile işbirliğinin sağlanması gerekmektedir.
  • Bazen anne-babalar çareyi çocuğu okuldan almakta veya anaokulu’na verme kararını ileri bir zamana ertelemekte ararlar. Böyle bir erteleme genellikle çözüm olmamaktadır. Çünkü bu çocuklar ilkokula başladıklarında da benzer belirtiler göstermektedirler.
  • Problem ne kadar erken çözülürse, çocuk bu durumun olumsuz etkilerine o kadar az maruz kalır.